like something

listen to the pronunciation of like something
الإنجليزية - التركية

تعريف like something في الإنجليزية التركية القاموس.

like that
o şekilde

Karlı bir yolda direksiyonu o şekilde çevirirsen, kayarsın. - If you whip the steering wheel around like that on a snowy road, the car is going to go into a slide.

Bana o şekilde karşılık verme. - Don't talk back to me like that.

like this
işte böyle
something like
aşağı yukarı

Sami aşağı yukarı yüz tane kadın kaçırdı. - Sami kidnapped something like a hundred women.

like that
işte böyle
like that
bunun gibi

Bunun gibi bir şey bulmak istiyorum. - I wanna find something like that.

Bunun gibi bir şey yapmalıyız. - We should make something like that.

like that
öyle

Öyle şeyler konusunda bilgim yok. - I don't know about things like that.

Herhangi birinin öyle bir şey söylediğini asla duymadım. - Never have I heard anyone say a thing like that.

like that
şöyle
like this
böyle

Böyle bir sözlükte buzdolabı ile ilgili en az iki cümle olmalıdır. - In a dictionary like this one there should be at least two sentences with fridge.

Böyle bir durumun tekrar olacağının olası olmadığını düşünüyorum. - I think it's unlikely that a situation like this one would ever occur again.

like this
bunun gibi

Bunun gibi bir şeyin olabileceğini her zaman biliyordum. - I've always known something like this might happen.

Bunun gibi bir kamera almak istiyorum. - I would like to get a camera like this.

like this
bu şekilde

Bunu bir daha asla bu şekilde yapma! - Never ever do it like this again!

Bana asla bu şekilde davranmazdın. - You never used to treat me like this.

something like
gibi bir şey

Bunun gibi bir şey yapmalıyız. - We should make something like that.

Bunun gibi bir şey bulmak istiyorum. - I wanna find something like that.

something like
yaklaşık
something like
gibi

Filmi izlemek Hindistan'a bir yolculuk yapmak gibi bir şeydir. - Seeing that movie is something like taking a trip to India.

Bunun gibi bir şey bulmak istiyorum. - I wanna find something like that.

something like
civarında
feel like doing something
bir şeyler yapıyor gibi hissediyorum
like that
böyle

Böyle konuşmak için aptal olmalı. - He must be a fool to talk like that.

Senin böyle bir şey yapman alışılmadık bir durum. - It's unusual for you to do something like that.

like this
hoş bu
like us
bizim gibi
like you
senin gibi

senin gibi birini istiyorum.

Senin gibi bir kız arıyorum. - I've been looking for a girl like you.

Senin gibi bir kadın bulacağımı asla düşünmedim. - I never thought I would find a woman like you.

look like something the cat dragged in
(deyim) Berbat görünmek
something like that
Öyle birşey
something like this
böyle bir şey
would you like something to drink
bir şeyler içmek istersiniz
would you like to drink something?
bir şey içmek ister mısınız?
did you find something you like
beğendiğiniz bir şeyler bulabildiniz mi
like me
bencileyin
something like
yaklaşık olarak
something like
gibisi
would you like something to drink
İçecek bir şeyler ister misiniz
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف like something في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

like that
Quickly; unexpectedly

He was playing in the yard and, then, like that, he was gone.

like that
Used to indicate agreement with another speaker's statement

And then the truck turned, the box fell out the back, and the truck just kept going. / Yea, like that..

drop something like a hot potato
{f} get rid of something as quick as lightning; beware of something like from fire, be extremely careful
feel like doing something
want to do something, desire to perform some action
it is worth something like
it is worth approximately -, its value is approximately -
like that
in the same way as that; similar to that
like this
similar to that thing or person; so, thus, in this manner
like something

    الواصلة

    like some·thing

    التركية النطق

    layk sʌmthîng

    النطق

    /ˈlīk ˈsəmᴛʜəɴɢ/ /ˈlaɪk ˈsʌmθɪŋ/

    فيديوهات

    ... It seems like something you'd really enjoy. ...
    ... But I kind of like something more active. ...
المفضلات