like it

listen to the pronunciation of like it
الإنجليزية - التركية

تعريف like it في الإنجليزية التركية القاموس.

like that
o şekilde

Onu o şekilde bırakmak ister misin? - Do you want to leave it like that?

Karlı bir yolda direksiyonu o şekilde çevirirsen, kayarsın. - If you whip the steering wheel around like that on a snowy road, the car is going to go into a slide.

like this
işte böyle
like that
işte böyle
like that
bunun gibi

Bunun gibi hikayeler beni büyülüyor. - Stories like that fascinate me.

Biraz şekerleme ve bunun gibi, ben bir papatya gibi tazeyim. - A little nap and, just like that, I'm as fresh as a daisy.

like that
öyle

Herhangi birinin öyle bir şey söylediğini asla duymadım. - Never have I heard anyone say a thing like that.

Ben asla öyle bir şey duymadım. - I never heard anything like that.

like that
şöyle
like this
böyle

Ben böyle bir şapka almakla ilgileniyorum. - I am interested in getting a hat like this.

Böyle bir durumun tekrar olacağının olası olmadığını düşünüyorum. - I think it's unlikely that a situation like this one would ever occur again.

like this
bunun gibi

Tatoeba'ya bunun gibi bir cümle ekleyemem. - I cannot add a sentence like this to Tatoeba.

Hiç bunun gibi bir şey gördün mü? - Have you ever seen anything like this?

like this
bu şekilde

Bunu bir daha asla bu şekilde yapma! - Never ever do it like this again!

Bana asla bu şekilde davranmazdın. - You never used to treat me like this.

like that
böyle

Böyle bir şeyi kim yapardı? - Who would do something like that?

Senin böyle bir şey yapman alışılmadık bir durum. - It's unusual for you to do something like that.

like this
hoş bu
like us
bizim gibi
like you
senin gibi

senin gibi birini istiyorum.

Senin gibi bir kadın bulacağımı asla düşünmedim. - I never thought I would find a woman like you.

O, tam senin gibi, iyi bir golfçü. - He, just like you, is a good golfer.

like me
bencileyin
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف like it في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

like that
Quickly; unexpectedly

He was playing in the yard and, then, like that, he was gone.

like that
Used to indicate agreement with another speaker's statement

And then the truck turned, the box fell out the back, and the truck just kept going. / Yea, like that..

like that
in the same way as that; similar to that
like this
similar to that thing or person; so, thus, in this manner
like it

    التركية النطق

    layk ît

    النطق

    /ˈlīk ət/ /ˈlaɪk ɪt/

    فيديوهات

    ... >>Taylor Swift: Yeah. You know, for me, like, it's never going to be okay, no matter how ...
    ... It'd be nice to see if our kids like it too. ...
المفضلات