Benim için Türkçede yazı yazmak daha kolay. Türkçe konuşmak oldukça zor.
- Für mich ist es leichter auf Türkisch zu schreiben. Türkisch zu sprechen ist ziemlich schwer.
O, bir çakmakla oynuyordu.
- He was playing with a lighter.
Tom cebinden bir çakmak çıkarttı.
- Tom pulled a cigarette lighter from his pocket.
Gençken yeni bir dil öğrenmek daha kolay.
- It's easier to learn a new language when you are young.
Matematik ev ödevi beklediğimden daha kolay çıktı.
- The math homework proved to be easier than I had expected.