He wasn't worthy of suspicion.
- O kuşkuya layık değildi.
This book is worthy of praise.
- Bu kitap övgüye layık.
We will elect whoever we believe is worthy.
- Layık olduğunu düşündüğümüz kimseyi seçeceğiz.
This book is worthy of praise.
- Bu kitap övgüye layık.
A feast like this is fit for a king!
- Krallara layık bir şölen!
He wasn't worthy of suspicion.
- O şüpheye layık değildi.
Mary was not worthy of your trust.
- Mary güveninize layık değildi.