Fransa, Batı Avrupa'nın en geniş ülkesidir.
- France is the largest country in Western Europe.
Dünyanın en geniş ülkesinin devlet başkanı İngilizceyi anlamıyor
- The president of the largest country in the world doesn't understand English.
Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
- After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
Erkek kardeşim, ben kadar büyük.
- My brother is as large as I.
Onun ailesi çok geniş.
- Her family is very large.
Bizim ev beşimize yetecek kadar geniş.
- Our house is large enough for five of us.
Ona şişman denmez, iriydi.
- He was large, not to say fat.
Bugün kocaman bir yılan gördüm.
- I saw a large snake today.
Kainat kocaman bir okul.
- The universe is a large school.
Kainat kocaman bir okul.
- The universe is a large school.
Bugün kocaman bir yılan gördüm.
- I saw a large snake today.
O, üniversiteye bol miktarda para bağışladı.
- He endowed the college with a large sum of money.
Çok büyük pencereler bol doğal gün ışığı sağlar.
- Very large windows assure abundant natural daylight.
Yaşadığım ev çok büyük değil.
- The house I'm living in isn't very large.
O, büyük bir aileyi geçindirmek için çok çalıştı.
- He worked hard to support a large family.
Kaçan tutuklu hala serbest.
- The escaped prisoner is still at large.
Beş mahkûm yeniden tutuklandı, ancak diğer üçü hâlâ serbest.
- Five prisoners were recaptured, but three others are still at large.
That shipment of Beanie Babies will cost you forty large.
... The largest psychological study ever in the United States ...
... It's like there have-- It's like they don't know that we live in the moment with the largest ...