It isn't possible to determine if there's either salvation or damnation.
- Kurtuluş veya lanet olup olmadığını belirlemek mümkün değildir.
Damn! I forgot to buy rice.
- Lanet olsun! Pirinç almayı unuttum.
Fuck, I cannot sleep because those damned owls are hooting so loudly.
- Lanet, uyuyamıyorum çünkü o lanet baykuşlar çok yüksek sesle ötüyorlar.
It is better to light a candle than to curse the darkness.
- Bir mum yakmak karanlığı lanetlemekten daha iyidir.
The witch cursed the poor little girl.
- Cadı zavallı küçük kızı lanetledi.
Wisdom is a curse when wisdom does nothing for the man who has it.
- Bilgelik, bilgeliğe sahip adam için hiçbir şey yapmazsa bir lanettir.
There was not a bloody soul.
- Lanet olası bir ruh yoktu.
Shut that bloody door!
- O lanet kapıyı kapat!
There are three kinds of lies: lies, damned lies and statistics
- Üç çeşit yalan vardır: yalanlar, lanetli yalanlar ve istatistikler.
Fuck, I cannot sleep because those damned owls are hooting so loudly.
- Lanet, uyuyamıyorum çünkü o lanet baykuşlar çok yüksek sesle ötüyorlar.
For fuck's sake, where did I put my goddamn house keys?
- Kahretsin, lanet olası ev anahtarlarını nereye koydum?
The thief cursed the police for finding him.
- Kendisini bulduğu için polisi lanetledi.
Tom cursed himself for his carelessness.
- Tom dikkatsizliği için kendini lanetledi.