Bu şimdiye kadar gördüğüm en kuru peyzaj.
- It's the most arid landscape I've ever seen.
Peyzaj çakmak taşı kadar soğuk ve keskin.
- The landscape was cold and sharp as flint.
Pencereden dışarı manzaraya baktım.
- I gazed out of the window at the landscape.
Manzara bana tanıdık değil.
- The landscape is unfamiliar to me.
Tom peyzaj işi yürütüyor.
- Tom runs a landscaping business.
... A beautiful landscape photograph of ...
... the landscape. ...