lafçı

listen to the pronunciation of lafçı
التركية - الإنجليزية
scandalmonger
gossipy, bigmouthed
eloquent, (someone) who speaks with eloquence
peddler
pedlar
very talkative, garrulous
stool pigeon
laf
{i} talk

Giving advice to him is like talking to a brick wall. - Ona laf anlatmak, deveye hendek atlatmaktan daha zor.

Don't interrupt me while I'm talking. - Konuşurken lafımı bölme.

laf
{i} say
laf
conversation
laf
cant
laf
epithet
laf
saying
laf
empty talk
laf
remark
laf
spiel
laf
{i} words

He proved that actions speak louder than words. - O, lafla peynir gemisi yürümeyeceğini kanıtladı.

Don't put words in my mouth. - Lafları ağzıma tıkama.

Laf
quodvide
laf
word
laf
remark; word
laf
word, remark; conversation, talk; expression, statement; empty talk
laf
expression, utterance, statement
laf
What nonsense!/That's bull!
laf
conversation, talk
laf
empty words, hot air, nothing but talk
laf
the subject of a conversation
laf
empty words
laf
jaw
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف lafçı في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

laf
(Expression) Like LOL, ROTFL, etc -- but more arrogant We think it is Sutkh's fault for spreading it
laf
A Look and Feel software module provided by phone manufacturers to customise devices and user interfaces For example, the scroll bar appearance
laf
Line of the Air Force
التركية - التركية
Çok konuşan, geveze
Söz götürüp getiren, dedikoducu
İyi, etkili konuşan
LAF
(Osmanlı Dönemi) Söz, lâkırdı
LAF
(Osmanlı Dönemi) f. Konuşma, tekellüm
laf
Konuşma
laf
Dedikodu. "Öyle şey olamaz", "bu sözün hiçbir değeri yok" anlamında hafifseme yollu kullanılan bir söz
laf
Söz, lakırtı
laf
Sonuçsuz, yararı olmayan söz
laf
Dedikodu
laf
Konu, mevzu, bahis
laf
Dedikodu, söylenti
laf
"Öyle şey olamaz", "bu sözün hiçbir değeri yok" anlamında hafifseme yollu kullanılır
lafçı
المفضلات