lacking money; bankrupt

listen to the pronunciation of lacking money; bankrupt
الإنجليزية - التركية

تعريف lacking money; bankrupt في الإنجليزية التركية القاموس.

broke
parasız

Seninle gitmek istiyorum ama beş parasızım. - I'd like to go with you, but I'm broke.

Irak'ın Amerikan istilası ülkeyi harap, parçalanmış ve beş parasız bıraktı. - The American invasion of Iraq left the country devastated, fragmented and broke.

broke
{s} züğürt

O ayın sonunda her zaman züğürttür. - He's always broke at the end of the month.

Tom ayın sonuna kadar her zaman züğürt. - Tom is always broke by the end of the month.

broke
{s} meteliksiz

Tom Mary'nin meteliksiz olduğunu söyledi. - Tom says Mary is broke.

Tom Mary'nin meteliksiz olduğunu söyledi. - Tom said Mary was broke.

broke
{s} beş parasız (Argo)
broke
{f} kır

Kayak yaparken bacağını kırdı. - He broke his leg skiing.

Bu pencere bir aydır kırıktır. - This window has been broken for a month.

broke
eli boş
broke
fasıla
broke
{s} cebi delik
broke
f., bak. break
broke
{s} iflas etmiş
broke
dili meteliksiz
broke
break kesil/kes/kırıl/kır
الإنجليزية - الإنجليزية
broke
lacking money; bankrupt
المفضلات