lâzımlık

listen to the pronunciation of lâzımlık
التركية - الإنجليزية
Jerry
chamber pot, bedpan
pot
chamber pot
stool
potty
bedpan
lazım
{s} required

You will do what is required of you. - Sana lazım olanı yapacaksın.

lazım
{s} requisite
lazım
necessary

It is not enough to defeat our external enemies, it is also necessary to exterminate our internal enemies. - Harici düşmanları yenmek yetmez, dahili düşmanları da imha etmek lazımdır.

I don't think that'll be necessary. - Onun lazım olacağını sanmıyorum.

lazım
wanted
lazım
ought
lâzım
it is necessary
lazım
necessary, required gerek, gerekli
lazım
gram. intransitive (verb)
lazım
necessary, needed, required
lazım
needed
lazım
needful
lâzım
ought
التركية - التركية
İçine idrar ve dışkı yapılan kap, oturak
havrız
havruz
hocer
LAZIM
Geçişsiz (fiil)
LAZIM
Gerek, gerekli: "Yaratıcı hamleler yapmak isteyen bir millet için mutlaka bir şeye inanmak lazım."- O. S. Orhon
LÂZIM
(Osmanlı Dönemi) Bir şeyden aslâ ayrılmayan. Bir işte beraber bulunmasına ve vücuduna ihtiyaç olan şey
LÂZIM
(Osmanlı Dönemi) Lüzumlu, gerekli
LÂZIM
(Osmanlı Dönemi) Gr: Müteaddi olmayan LÂZIM FİİL (FİİL-İ LÂZIM) Fâilin zâtında kalan fiil. (Geldi, gitti, güldü gibi
lazım
Gerek, gerekli
lâzımlık
المفضلات