kuzeye

listen to the pronunciation of kuzeye
التركية - الإنجليزية
up
northerly
north

The road goes north from here. - Yol buradan kuzeye gider.

We turned left at the corner and drove north. - Köşede sola döndük ve kuzeye gittik.

Kuzey
(isim) North

In the north, there's Scotland; in the south, England; in the west, Wales; and further west, Northern Ireland. - Kuzeyde İskoçya, güneyde İngiltere, batıda Galler ve daha batıda da Kuzey İrlanda var.

Canada is on the north side of America. - Kanada, Amerika'nın kuzey tarafındadır.

kuzeye doğru
northerly
kuzeye doğru
north

Typhoon No.11 is moving up north at twenty kilometers per hour. - Typhoon No.11 saatte yirmi kilometre hızla kuzeye doğru ilerliyor.

The needle is pointing toward the north. - İbre kuzeye doğru işaret ediyor.

kuzeye doğru alınan yol
northing
kuzeye doğru katedilen mesafe
northing
kuzeye doğru olan
northerly
kuzeye yönelen
northbound
kuzeye yönelmek
bear to the north
kuzey
{s} northern

Our office is on the northern side of the building. - Bizim ofis binanın kuzey tarafındadır.

My house is in the northern part of the city. - Evim şehrin kuzey kesiminde.

kuzey
nord
kuzey
septentrion
kuzey
the north

The army is in the north to protect the border. - Ordu sınırı korumak için kuzeydedir.

There is bad weather in the north. - Kuzeyde kötü hava var.

kuzey
spanish america
kuzey
norton
kuzey
north; northern
kuzey
boreal

One of my dreams is to one day see the aurora borealis. - Hayallerimden biri bir gün güneş fırtınalarından sonra ortaya çıkan kuzey ışıklarını görmek.

kuzey
northem. K
kuzey
northerly
التركية - التركية

تعريف kuzeye في التركية التركية القاموس.

KUZEY
Bulunduğu noktaya göre kuzeyde kalan yer
KUZEY
Bu yöne düşen, bu yönle ilgili olan, şimali
KUZEY
Sağını doğuya, solunu batıya veren kimsenin tam karşısına düşen yön, dört ana yönden biri, şimal, güney karşıtı
KUZEY
Yıldız
Kuzey
şimal
kuzey
(Osmanlı Dönemi) şimâl
kuzeye
المفضلات