Traditionally, men were expected to take the lead in courtship.
- Geleneksel olarak erkeklerin kur yapmada öncülük etmesi bekleniyordu.
What is the exchange rate today?
- Bugün döviz kuru nedir?
What's the exchange rate today?
- Bugün döviz kuru nedir?
To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses.
- Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu.
She signed up for a Spanish course.
- O, İspanyolca kursuna kaydoldu.
The school was established in 1650.
- Okul, 1650'de kuruldu.
Let's establish some ground rules.
- Bazı temel kurallar belirleyelim.
Last year in the spring I attended a cooking class and learned how to bake bread.
- Geçen yıl baharda bir yemek kursuna katıldım ve ekmek nasıl pişirilir öğrendim.
Tom was daydreaming in class.
- Tom sınıfta hayal kuruyordu.
The education in that institute is simply pathetic.
- O kurumdaki eğitim tek kelimeyle içler acısı.
The research institute was established in the late 1960s.
- Araştırma enstitüsü, 1960'ların sonlarında kurulmuştur.
Harvard University was founded in 1636.
- Harvard Üniversitesi, 1636'da kuruldu.
Social order does not come from nature. It is founded on customs.
- Toplumsal düzen doğadan gelmez. Gelenekler üzerine kurulmuştur.
Tom had solar panels installed on the roof of his house.
- Tom çatısına güneş paneli kurdurdu.
We've installed several security cameras.
- Tom birkaç güvenlik kamerası kurdu.
This new product has been checked twice this week in order to avoid any problem during the installation.
- Yeni ürün, kurulum sırasında herhangi bir sorun çıkmasın diye bu hafta iki kez kontrol edildi.
The man tried to install his own antenna.
- Adam kendi antenini kurmaya çalıştı.
It took us half an hour to set up the tent.
- Çadırı kurmak yarım saatimizi aldı.
The leader should know where to set up the tent.
- Liderin çadırı nereye kuracağını bilmesi gerekir.
He passed the law examination and set up a law office.
- Hukuk sınavını geçti ve bir hukuk bürosu kurdu.
They were rescued by a passing ship.
- Geçen bir gemi tarafından kurtarıldılar.
It took us half an hour to set up the tent.
- Çadırı kurmak yarım saatimizi aldı.
The leader should know where to set up the tent.
- Liderin çadırı nereye kuracağını bilmesi gerekir.
Let's put together a pro-soccer team for Nagasaki!
- Nagasaki yanlısı bir futbol takımı kuralım.
Bush put together a hard-working team.
- Bush çalışkan bir ekip kurdu.
Disneyland was established in 1955.
- Disneyland 1955'te kuruldu.
The town was established in the 18th century.
- Kasaba 18. yüzyılda kurulmuştur.
Everyone has the right to freedom of peaceful assembly and association.
- Her şahıs saldırısız toplanma ve dernek kurma ve derneğe katılma serbestisine maliktir.
Due to the lack of attendees, we have to postpone the general assembly.
- Katılımcı olmaması nedeniyle, genel kurulu ertelemek zorundayım.
In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
- Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
Mary baked three dozen cookies for Tom's party.
- Mary Tom'un partisi için üç düzine kurabiye pişirdi.
Geppetto did not have a penny in his pocket, so he made his son a little suit of flowered paper, a pair of shoes from the bark of a tree, and a tiny cap from a bit of dough.
- Geppetto'nun cebinde bir kuruşu yoktu, bu yüzden oğluna çiçekli bir kağıttan küçük bir takım, bir ağacın kabuğundan bir çift ayakkabı ve biraz hamurdan küçük bir kep yaptı.
He began courting her in earnest when he found out that she had another suitor.
- Onun diğer talibinin olduğunu öğrendiğinde, ciddi olarak ona kur yapmaya başladı.
He began courting her in earnest when he found out that she had another suitor.
- Onun diğer talibinin olduğunu öğrendiğinde, ciddi olarak ona kur yapmaya başladı.
Traditionally, men were expected to take the lead in courtship.
- Geleneksel olarak erkeklerin kur yapmada öncülük etmesi bekleniyordu.
He tried wooing her with love poems.
- O aşk şiirleriyle ona kur yapmaya çalıştı.
The leader should know where to set up the tent.
- Liderin çadırı nereye kuracağını bilmesi gerekir.
Tom wanted a pencil with a softer lead.
- Tom daha yumuşak uçlu bir kurşun kalem istedi.