kurtuluş

listen to the pronunciation of kurtuluş
التركية - الإنجليزية
salvation

The salvation of human race starts with the family. - İnsan ırkının kurtuluşu aile ile başlar.

It isn't possible to determine if there's either salvation or damnation. - Kurtuluş veya lanet olup olmadığını belirlemek mümkün değildir.

salvation. K
liberation; escape; salvation; deliverance
out

There seems to be no way out of this vicious circle. - Bu kısır döngüden kurtuluş görülmüyor.

liberation

She was an activist in the Women's Liberation Movement. - O, Kadın Kurtuluş Hareketinde bir eylemciydi.

Passover is a Jewish holiday that commemorates the liberation of the Jews by God from slavery in Egypt. - Hamursuz bayramı Mısır'da Tanrı tarafından Yahudilerin kölelikten kurtuluşu anısına kutlanan bir Yahudi bayramıdır.

escape
let out
release
deliverance
release; escape
emancipation
rescue
relief
kurtuluş savaşı
Independence war
kurtuluş savaşı
war of independence
kurtuluş Savaşı
the Turkish War of Independence
kurtuluş yok
There is no way to avoid (it)./One can't get rid of (him/her)
kurtuluş ümidi
storm anchor
kurtuluş ümidi
sheet anchor
kurtuluş savaşı
liberty war
kurtul
break loose
kurtul
got rid of

We got rid of the mice in his house. - Onun evindeki farelerden kurtulduk.

Tom got rid of his old books. - Tom eski kitaplarından kurtuldu.

kurtul
get rid of

You should get rid of these weeds. - Bu yabancı otlardan kurtulmalısın.

I will have to get rid of this worn-out carpet. - Ben bu yıpranmış halıdan kurtulmak zorunda kalacağım

kurtul
get over

It took me three weeks to get over the flu. - Gripten kurtulmam tam üç hafta sürdü.

I need to get over him. - Ondan kurtulmam gerekiyor.

kurtul
dispose of

How will you dispose of this problem? - Bu sorundan nasıl kurtulacaksın?

Kurtuluş savaşı
salvation war
kurtul
liquidate
Cezayir Ulusal Kurtuluş Cephesi
(Hukuk) National Liberation Front of Algeria
Filistin Kurtuluş Örgütü
(Hukuk) (FKÖ) Palestine Liberation Organization (PCO)
kurtul
getover
kurtul
get#over
kurtul
elude

Tom managed to elude capture. - Tom yakalanmaktan kurtulmayı başardı.

milli kurtuluş
(Askeri) national liberation
milli kurtuluş savaşı
national sovereignity war
milli kurtuluş savaşı
national indepence war
ulusal kurtuluş hareketleri
(Hukuk) national liberation movements
التركية - التركية
Bir şeyden, bir yerden kurtulma, halas, necat: "Doktor o kaosun içinde yalnızlığı seçmiş, kurtuluşu onda bulmuştu."- T. Buğra
Bir şeyden, bir yerden kurtulma, halâs, necat
Bir yerin düşman işgalinden kurtulma günü
necat
(Osmanlı Dönemi) FERCE