kurtlanma

listen to the pronunciation of kurtlanma
التركية - الإنجليزية

تعريف kurtlanma في التركية الإنجليزية القاموس.

Kurt
(isim) Wolf

The boy said a wolf would come. - Çocuk bir kurtun geleceğini söyledi.

John is as lean as a wolf. - John bir kurt gibi zayıftır.

kurt
worm

I just took a bite from a wormy apple. - Kurtlanmış elmadan sadece bir ısırık aldım.

Stop feeding me wormy fruit. - Kurtlanmış meyve ile beni beslemekten vazgeç.

kurt
gadgety
kurt
{i} hand

Mary was rescued by a handsome fireman. - Mary yakışıklı bir itfaiye eri tarafından kurtarıldı.

Clean hands save lives. - Temiz eller hayat kurtarır.

kurt
sharp
kurt
shrewd person
kurt
(Hayvan Bilim, Zooloji,Latin) canis lupus
kurt
(Biyoloji) gapeworm
kurt
old hand
kurtlanmak
fidget
kurt
hard boiled
kurt
maggot

His wounds were infested with flesh-eating maggots. - Onun yaraları et yiyen kurtçuklarla istila edildi.

I heard that a paralyzed man was eaten alive by maggots. - Ben felçli bir adamın kurtçuklar tarafından canlı canlı yenildiğini duydum.

kurt
mite
kurt
{i} grub
kurt
cestode
kurt
cestoid
kurt
(Tabiat Doğa) (hayvan) [syn.: kurt, solucan, askarit] worm
kurt
borer
kurt
gnawing
kurt
helminth
kurt
caterpillar
kurt
wolf; worm, maggot; shrewd person, old hand
kurt
hardboiled
kurt
lobworm
kurt
lobo
kurt
dog

He rescued the dog at the risk of his own life. - Kendi hayatını riske atarak köpeği kurtardı.

Tom rescued the dog from being eaten by the hungry soldiers. - Tom, köpeği aç askerler tarafından yenilmekten kurtardı.

kurt
vermi
kurtlanmak
(for an object, a food, a dead body) to get wormy, become infested with worms
kurtlanmak
to get tired of sitting in one place, go stir crazy
kurtlanmak
to get wormy; to become impatient, to fidget
kurtlanmak
to become agitated or impatient; to fidget
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف kurtlanma في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

Kurt
A male given name borrowed from German, a contracted form of Konrad
Kurt
Cobain Kurt Eisner Kurt Gödel Kurt Jooss Kurt Lewin Kurt Schleicher Kurt von Schuschnigg Kurt von Schwitters Kurt Vonnegut Kurt Jr. Waldheim Kurt Weill Kurt Julian
Kurt
{i} male first name; family name
Kurt
borrowed from German, a contracted form of Konrad
التركية - التركية
Kurtlanmak işi
KURT
(Osmanlı Dönemi) (A) (C.: Kırta-Kırat) Küpe
Kurt
(Osmanlı Dönemi) ŞEYZUMAN
Kurt
(Osmanlı Dönemi) LU'LU'
Kurt
(Osmanlı Dönemi) AS'ÂS
Kurt
(Osmanlı Dönemi) KILLÎB
Kurt
(Osmanlı Dönemi) SİLFED
Kurt
böcü
Kurt
(Osmanlı Dönemi) HIM'
Kurt
börü
Kurt
(Osmanlı Dönemi) EVS
Kurt
(Osmanlı Dönemi) HALÎ'
Kurt
(Osmanlı Dönemi) AMELLES
Kurt
(Osmanlı Dönemi) SELFE
Kurt
(Osmanlı Dönemi) VELLAS
Kurt
(Osmanlı Dönemi) ERSAH
Kurt
(Osmanlı Dönemi) HAYTEUR
kurt
Bir yeri, bir şeyi iyi bilen
kurt
Güney gök küresinde, Akrep ile Boğa arasında bulunan takımyıldız
kurt
Yumuşak vücutlu, uzun gövdeli, omurgasız, bacaksız, ayaksız veya çok ilkel ayaklı küçük hayvan
kurt
Bazı böceklere veya bazı böcek larvalarına verilen ad
kurt
Bir yeri, bir şeyi iyi bilen. İşini iyi bilen, aldanmaz, kurnaz: "Deminden beri sus pus olmuş, fırsat bekleyen kurt müşterilerin ilk defa sesi duyuluyor."- H. Taner
kurt
Köpekgillerden, Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika'da yaşayan, gri sarı renkli, yırtıcı, etçil memeli hayvan (Canis lupus): "Kurt kocayınca köpeklere maskara olur."- Atasözü
kurt
Güney gök kürede, Akrep ile boğa arasında bulunan takım yıldız
kurt
İşini iyi bilen, aldanmaz, kurnaz
kurt
Köpekgillerden, Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika'da yaşayan, gri sarı renkli, yırtıcı, etçil memeli hayvan (Canis lupus)
kurtlanmak
Rahat oturmayıp telâş ve sabırsızlık göstermek veya sürekli kımıldanmak
kurtlanmak
Bir yerde çok oturmaktan bıkarak gezme gereği duymak
kurtlanmak
İçinde veya üzerinde kurt üremek
الإنجليزية - التركية

تعريف kurtlanma في الإنجليزية التركية القاموس.

kurt
(Bilgisayar) basıklık
kurtlanma
المفضلات