About time too, if you ask me! We've been waiting for about 45 minutes for it!.
It's about time for the wedding to start, let's run to the church.
I'm trying to rid myself of this bad habit.
- Kendimi bu kötü alışkanlıktan kurtarmaya çalışıyorum.
I must rid my kitchen of cockroaches.
- Mutfağımı hamamböceklerinden kurtarmalıyım.
He has no redeeming traits.
- Onun kurtarıcı özelliği yok.
He rescued the child from the fire.
- Çocuğu yangından kurtardı.
They rescued him from danger.
- Onlar onu tehlikeden kurtardılar.
They hurried to their father's rescue.
- Babalarını kurtarmak için acele ettiler.
The rescue workers are going to hand out supplies to the victims of the earthquake.
- Kurtarma ekipleri depremin kurbanlarına malzeme dağıtacak.
The man extricated Ellie from a dangerous situation.
- Adam Ellie'yi tehlikeli bir durumdan kurtardı.
This table is made out of salvaged wood.
- Bu masa kurtarılmış ahşaptan yapılır.
Sami salvaged his career.
- Sami kariyerini kurtardı.
The man extricated Ellie from a dangerous situation.
- Adam Ellie'yi tehlikeli bir durumdan kurtardı.
The police recovered the stolen money.
- Polis çalınan parayı kurtardı.
Recall the filename before you try to perform file recovery.
- Dosya kurtarmaya çalışmadan önce dosya adını hatırlayın.