kurtarılmamış

listen to the pronunciation of kurtarılmamış
التركية - الإنجليزية
undelivered
{a} not delivered or communicated
not delivered
{s} not delivered, not handed-over, not presented, unsent
kurtar
rid

I must rid my kitchen of cockroaches. - Mutfağımı hamamböceklerinden kurtarmalıyım.

I'm trying to rid myself of this bad habit. - Kendimi bu kötü alışkanlıktan kurtarmaya çalışıyorum.

kurtar
redeem

He has no redeeming traits. - Onun kurtarıcı özelliği yok.

kurtar
{f} rescued

He rescued a boy from drowning. - Bir çocuğu boğulmaktan kurtardı.

He rescued the child from the fire. - Çocuğu yangından kurtardı.

kurtar
relieve of
kurtar
{f} rescue

Tom rescued the dog from being eaten by the hungry soldiers. - Tom, köpeği aç askerler tarafından yenilmekten kurtardı.

Try to hold on until a rescue team arrives. - Bir kurtarma ekibi gelene kadar dayanmaya çalışın.

kurtar
extricate

The man extricated Ellie from a dangerous situation. - Adam Ellie'yi tehlikeli bir durumdan kurtardı.

kurtar
{f} salvage

This table is made out of salvaged wood. - Bu masa kurtarılmış ahşaptan yapılır.

Let's salvage what we can. - Hadi ne kurtarabilirsek kurtaralım.

kurtar
{f} extricated

The man extricated Ellie from a dangerous situation. - Adam Ellie'yi tehlikeli bir durumdan kurtardı.

kurtar
rid of
kurtar
recover

I want to recover my valuables. - Ben değerli eşyalarımı kurtarmak istiyorum.

The police recovered the stolen money. - Polis çalınan parayı kurtardı.

kurtar
relieveof
kurtar
disembarrass
kurtar
disencumber
kurtar
ridof
rehinden kurtarılmamış
unredeemed
kurtarılmamış
المفضلات