The police found Tom lying on the floor with a bullet hole in the middle of his forehead.
- Polis Tom'u alınının ortasındaki bir kurşun deliğiyle yerde yatarken buldu.
I don't see any bullet holes anywhere.
- Hiçbir yerde herhangi bir kurşun deliği görmüyorum.
The car was covered in bullet holes after the gang shootout.