He dug a hole in the sand.
- O, kuma bir çukur kazdı.
She's burying her money in the sand.
- Parasını kuma gömüyor.
The sand on the beach was white.
- Plajdaki kum beyazdı.
Tom filled the wheelbarrow with sand.
- Tom el arabasını kum ile doldurdu.
The long coastline of the city contains sand and gravel.
- Kentin uzun kıyı şeridi kum ve çakıl içerir.