This car is spacious and practical.
- Bu araba geniş ve kullanışlı.
They're very practical.
- Onlar çok kullanışlılar.
Thanks indeed, handy this!
- Gerçekten teşekkürler, bu çok kullanışlı.
In situations like these, a gun might come in handy.
- Bu gibi durumlarda, bir tabanca kullanışlı gelebilir.
He's nothing more than a useful idiot.
- O, kullanışlı bir aptaldan daha fazlası değil.
Not all of those books are useful.
- Bu kitapların hepsi kullanışlı değil.
This word-processor is very convenient.
- Bu kelime-işlemci çok kullanışlıdır.
Glasses are more convenient for me than contact lenses.
- Gözlükler benim için kontakt lenslerden daha kullanışlıdır.
He broke the machine by using it incorrectly.
- O, yanlış kullanarak makineyi bozdu.
By using Tatoeba one learns languages.
- Bir insan Tatoeba'yı kullanarak dil öğrenir.
Na'vi language is used in Avatar.
- Na'vi dili Avatar'da kullanılır.
The gym is used for the ceremony.
- Spor salonu, tören için kullanıldı.
Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts.
- Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır
I want you to utilize that object.
- O nesneyi kullanmanı istiyorum.
Atomic energy can be utilized for peaceful purposes.
- Atom enerjisi barışçıl amaçlarla kullanılabilir.
That car dealer gave me a bum steer when he told me this used Toyota was in good condition.
- O araba satıcısı bu kullanılmış Toyota'nın iyi durumda olduğunu söylediğinde bana yanlış bilgi vermiş.
That's the computer he used to write the article.
- O, onun makaleyi yazmak için kullandığı bilgisayardır.
You should make use of this chance.
- Bu şansı kullanmalısınız.
Next time I switch jobs, I need work that will let me make use of the experience I've gained up to now.
- Gelecek sefer iş değiştireceğim. Benim şu ana kadar kazandığım deneyimi kullanmama izin verecek işe ihtiyacım var.
You used a condom for birth control, right?
- Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi?
Uranium is used in the production of nuclear power.
- Uranyum, nükleer gücün üretiminde kullanılmaktadır.
The police found two crushed mobile phones in a trash can near the site of the killings and are attempting to exploit the data contained in them.
- Polis cinayetlerin bulunduğu yere yakın bir çöp kutusunda ezilmiş iki cep telefonu buldu ve onların içerdikleri veriyi kullanmaya çalışıyor.
Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts.
- Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır
Do you know how to wield an épée?
- Epeyi nasıl kullanacağını biliyor musun?
Sami was wielding a knife.
- Sami bir bıçak kullanıyordu.
Avoid prolonged use of the console. To help prevent eye strain, take a break of about 15 minutes during every hour of play.
- Kumanda panelinin uzun süreli kullanımdan kaçının. Göz yorgunluğunu önlemek için, oyunun her saati boyunca yaklaşık 15 dakikalık bir mola verin.
Notice how the player uses his elbows.
- Oyuncunun dirseğini nasıl kullandığına dikkat edin.