I hope there are some music clubs.
- Umarım bazı müzik kulüpleri var.
These golf clubs are for sale.
- Bu golf kulüpleri satılıktır.
Tom can't get a drink in this club because he's underage.
- Tom reşit olmadığı için bu kulüpte bir içki içemez.
George was at the club yesterday.
- George dün kulüpteydi.
Hats aren't allowed to be worn inside the clubhouse.
- Kulüp binasında şapka giyilmesine izin verilmiyor.