koru(mak)

listen to the pronunciation of koru(mak)
التركية - الإنجليزية
preserve
save
conserved
koru
grove

Might it happen to be a large symbolic grove of trees? - Ağaçların büyük bir sembolik korusu olabilir mi?

Sami hid his car in a grove of trees. - Sami arabasını bir ağaç korusuna sakladı.

koru
wood

The wood was kindled, the flames arose, and a mouldering heap of ashes was soon all that remained of Mrs Askew and her fellow martyrs. - Koru yakıldı, alevler yükseldi, ve kısa sürede bayan Askew ve arkadaş şehitleriyle ilgili geriye kalan bütün şey dökülen bir küller yığınıydı.

koru
maintain

All people shall have the right to maintain the minimum standards of wholesome and cultured living. - Tüm insanlar sağlıklı ve kültürlü yaşam minimum standartlarını koruma hakkına sahip olacaktır.

He maintains his car well. - O, arabasını iyi korur.

koru
woods
koru
(Bilgisayar) keep

You must eat properly to keep up your strength. - Gücünü korumak için gerektiği şekilde yemelisin.

He wore a pullover sweater to keep from getting cold. - Kendini soğuktan korumak için kazak giydi.

koru
protect

Everyone has the right to form and to join trade unions for the protection of his interests. - Herkesin menfaatlerinin korunması için sendikalar kurmaya ve bunlara katılmaya hakkı vardır.

One has to protect his family. - İnsan ailesini korumak zorundadır.

koru
grove, copse, coppice
koru
coppice
koru
copse
koru
small forest
koru
holt
koru
spinney
koru
grove, small wood
koru ormanı
high forest
ayaklarını koru
protect your feet
Aristo'nun ders verdiği koru
Lyceum
التركية - التركية

تعريف koru(mak) في التركية التركية القاموس.

koru
Küçük orman
koru
Bakımlı küçük orman
koru
Küçük ve bakımlı orman