korkutucu

listen to the pronunciation of korkutucu
التركية - الإنجليزية
scary

This horror movie is really scary. I couldn't sleep after I watched it. - Bu korku filmi gerçekten korkutucu.Ben izledikten sonra uyuyamadım.

Scary movies will frighten the children. - Korkutucu filmler çocukları korkutur.

frightening

That's a frightening thought. - Bu korkutucu bir düşünce.

That's a frightening prospect. - Bu korkutucu bir beklenti.

horror

This horror movie is really scary. I couldn't sleep after I watched it. - Bu korku filmi gerçekten korkutucu.Ben izledikten sonra uyuyamadım.

threatening
dreadful

This is the first time I've seen such a dreadful movie. - Böyle korkutucu bir filmi ilk defa görüyorum.

(deyim) hair raising
breathless
fearsome
minatory
minacious
frightening, threatening, scary
alarming

I found that very alarming. - Onu çok korkutucu buldum.

Alarming news came from the suburbs. - Varoşlardan korkutucu haber geldi.

horrible
forbidding
dark
lurid
spine chilling
startling
scare
lowering
formidable
hairy
parlous
korkutucu bir şekilde
frighteningly
korkutucu şekilde
frighteningly
korkutucu boyutta
at a fearful rate
çok korkutucu
terrifying
التركية - التركية
Korku veren
Korku veren: "Bu siyah rüzgârlı gecenin ademi andıran, ölümü ihtar eden korkutucu karanlığı gözlerinden vücuduna, damarlarına giriyor, kanına karışıyor, ruhuna nüfuz ediyordu."- Ö. Seyfettin
mehip
(Osmanlı Dönemi) MUHAZZİL
korkutucu
المفضلات