She takes pleasure in seeing horror films.
- O, korku filmlerii izlemekten zevk alır.
She screamed with horror as someone took hold of her arm.
- Birisi onun kolundan tuttuğunda o korkudan çığlık attı.
She is on a diet for fear that she will put on weight.
- Kilo alacağı korkusuyla diyet yapıyor.
That boy could not enter for fear of the dog.
- O, köpeğin korkusundan giremedi.
This is the first time I've seen such a dreadful movie.
- Böyle korkutucu bir filmi ilk defa görüyorum.
Cats have a dread of water.
- Kedilerin su korkusu vardır.
I could die of fright.
- Korkudan ölebilirdim.
Thunder has been explained scientifically, and people no longer believe it is a sign that the gods are angry with them, so thunder, too, is a little less frightening.
- Gök gürültüsü bilimsel olarak açıklanmıştır, ve insanlar onun tanrıların insanlara kızgın olduğunun bir işareti olduğuna artık inanmıyorlar, bu yüzden gök gürültüsü de biraz daha az korkutucudur.
Her anxiety almost drove her wild.
- Onun korkusu neredeyse onu çılgına çevirdi.
Fear and panic overwhelmed me.
- Korku ve paniğe kapılmıştım.
Fear often exaggerates danger.
- Korku sık sık tehlikeyi abartır.
Danger always looks bigger through the eyes of fear.
- Tehlike her zaman korkunun gözlerinden daha büyük görünüyor.
I don't like rural horror thrillers.
- Ben kırsal korku gerilimini sevmiyorum.
His story thrilled me with horror.
- Onun hikayesi beni korkudan titretti.
Your threats don't frighten us.
- Tehditlerin bizi korkutmuyor.
No one threatened Tom.
- Kimse Tom'un gözünü korkutmadı..
Everyone here creeps me out.
- Buradaki herkes beni korkutuyor.
That guy gave me the creeps.
- O adam bana korku verdi.
He was almost petrified with terror.
- Korku nedeniyle neredeyse donakalmıştı.
That really sounds quite awesome.
- Bu gerçekten oldukça korkunç görünüyor.
What an awesome deal!
- Ne korkunç bir anlaşma!
We were all scared shitless.
- Hepimizin korkudan ödü bokuna karıştı.
We were all scared shitless.
- Hepimizin korkudan ödü patladı.
She gave a small cry of alarm and fled to the bathroom.
- O küçük bir korku çığlığı attı ve banyoya kaçtı.
I found that very alarming.
- Onu çok korkutucu buldum.