It really is a good replica.
- O gerçekten iyi bir kopyadır.
This is a replica of a dinosaur's egg.
- Bu bir dinozor yumurtasının bir kopyasıdır.
The original and the copy are easily distinguished since the one is much more vivid than the other.
- Biri diğerinden çok daha canlı olduğundan, orijinal ve kopya kolayca ayırt edilirler.
You have our permission to include our software on condition that you send us a copy of the final product.
- Nihayi ürünün bir kopyasını göndermek şartıyla bizim yazılımı dahil etmeniz için iznimiz var.
Send it in duplicate.
- Onu iki kopya halinde gönderin.
Duplicate sentences are occasionally created on Tatoeba. The deduplication bot, Horus, generally takes care of them.
- Kopya cümleler bazen Tatoeba'da oluşturulur. Tekilleştirme robot, Horus, genellikle onlarla ilgilenir.
Please have some copies made.
- Lütfen birkaç kopya yaptırın.
I had two copies of the book.
- Kitabın iki kopyasına sahiptim.
I'll send you a copy of that picture as soon as possible.
- Mümkün olan en kısa zamanda size o resmin bir kopyasını göndereceğiz.
Could I get a copy of the picture you took of me last night?
- Dün gece benimle ilgili çektiğin resmin bir kopyasını alabilir miyim?
The army decided to clone hundreds of copies of the handsome, athletic man.
- Ordu yakışıklı, atletik adamın yüzlerce kopyasını klonlamaya karar verdi.
He's a carbon copy of his father.
- O, babasını kopyasıdır.
Is it possible to reproduce 70 copies of your report which appeared in the November issue of The Network and distribute them to our agents?
- The Network'ün kasım meselesinde görünen raporunun 70 kopyasını üretmek ve onları ajanlarımıza dağıtmak mümkün mü?
He's a carbon copy of his father.
- O, babasını kopyasıdır.