kontrol edilmiş

listen to the pronunciation of kontrol edilmiş
التركية - الإنجليزية
controlled
reviewed
checked
kontrol et
{f} check

He checked that all the doors were safely shut. - Bütün kapıların güvenli bir şekilde kapatılıp kapatılmadığını kontrol etti.

Try to check the flow of water by turning the valve. - Vanayı çevirerek su akışını kontrol etmeye çalış.

kontrol et
check it out

I want to check it out. - Bunu kontrol etmek istiyorum.

Should I go check it out? - Onu kontrol etmeye gitmeli miyim?

kontrol et
{f} overhaul
kontrol et
{f} control

Some things in life are beyond our ability to control. - Hayatta bazı şeyler kontrol etme yeteneğimizin ötesindedir.

You must control yourself. - Kendinizi kontrol etmelisiniz.

kontrol et
{f} discipline
kontrol et
{f} controlling

Controlling my emotions is not my forte. - Duygularımı kontrol etmek benim görevim değil.

Would it be fair to say you have a problem controlling your anger? - Öfkenizi kontrol etmekte bir sorununuzun olduğunu söylemek adil olur mu?

kontrol et
{f} controlled

Fadil controlled the drug trade in the area. - Fadıl, bölgedeki uyuşturucu ticaretini kontrol etti.

Tom wanted to hit Mary, but he controlled himself. - Tom Mary'ye vurmak istedi ama kendini kontrol etti.

kontrol et
checked

He checked the durability of the house before buying it. - O, satın almadan önce evin dayanıklılığını kontrol etti.

He checked that all the doors were safely shut. - Bütün kapıların güvenli bir şekilde kapatılıp kapatılmadığını kontrol etti.

birleşik enformasyon (danışma) bürosu; kontrol edilmiş görüntü temeli
(Askeri) combined information bureau; controlled image base
kontrol edilmiş
المفضلات