kontrol edilebilir

listen to the pronunciation of kontrol edilebilir
التركية - الإنجليزية
manageable
containable
kontrol edilebilir rüya
lucid dream
kontrol edilebilir rüya
lucid dreaming
kontrol et
{f} check

We should check the spread of the disease. - Biz hastalığın yayılmasını kontrol etmeliyiz.

Try to check the flow of water by turning the valve. - Vanayı çevirerek su akışını kontrol etmeye çalış.

kontrol et
check it out

Should I go check it out? - Onu kontrol etmeye gitmeli miyim?

We'd better check it out. - Bunu kontrol etsek iyi olur.

kontrol et
{f} overhaul
kontrol et
{f} control

Try to control yourselves. - Kendinizi kontrol etmeye çalışın.

Anger is hard to control. - Öfkeyi kontrol etmek zordur.

kontrol et
{f} discipline
kontrol et
{f} controlling

Would it be fair to say you have a problem controlling your anger? - Öfkenizi kontrol etmekte bir sorununuzun olduğunu söylemek adil olur mu?

Controlling my emotions is not my forte. - Duygularımı kontrol etmek benim görevim değil.

kontrol et
{f} controlled

Tom controlled everything. - Tom her şeyi kontrol etti.

Fadil controlled the drug trade in the area. - Fadıl, bölgedeki uyuşturucu ticaretini kontrol etti.

kontrol et
checked

Tom started the coffee brewing, then checked his email. - Tom kahve demlemeye başladı, sonra epostasını kontrol etti.

He checked the durability of the house before buying it. - O, satın almadan önce evin dayanıklılığını kontrol etti.

erişim kontrol listesi; müsaade edilebilir yük miktarı
(Askeri) access control list; allowable cabin load
kontrol edilebilir
المفضلات