kontrol eden

listen to the pronunciation of kontrol eden
التركية - الإنجليزية
controller
controlling
kontrol et
{f} check

The defenders checked the onslaught by the attackers. - Savunucular saldırganlar tarafından yapılan saldırıyı kontrol etti.

He checked that all the doors were safely shut. - Bütün kapıların güvenli bir şekilde kapatılıp kapatılmadığını kontrol etti.

kontrol et
check it out

I want to check it out. - Bunu kontrol etmek istiyorum.

We'd better check it out. - Bunu kontrol etsek iyi olur.

kontrol et
{f} overhaul
kontrol et
{f} control

You must control yourself. - Kendinizi kontrol etmelisiniz.

Try to control yourselves. - Kendinizi kontrol etmeye çalışın.

kontrol et
{f} discipline
kontrol et
{f} controlling

The next four to six weeks are crucial in controlling the massive Ebola outbreak. - Önümüzdeki 4 ila 6 hafta, büyük Ebola salgınını kontrol etmekte çok önemlidir.

I have trouble controlling my emotions. - Duygularımı kontrol etmekte zorlanıyorum.

kontrol et
{f} controlled

Tom wanted to hit Mary, but he controlled himself. - Tom Mary'ye vurmak istedi ama kendini kontrol etti.

The government of the Inca Empire controlled everything. - İnka İmparatorluğu yönetimi her şeyi kontrol etti.

kontrol et
checked

The defenders checked the onslaught by the attackers. - Savunucular saldırganlar tarafından yapılan saldırıyı kontrol etti.

He checked that all the doors were safely shut. - Bütün kapıların güvenli bir şekilde kapatılıp kapatılmadığını kontrol etti.

doğal kaynakları kontrol eden kuruluş
conservancy
konteyner kontrol unsuru; devam eden cezai teşebbüs
(Askeri) container control element; continuing criminal enterprise
kontrol eden
المفضلات