She solved the puzzle with ease.
- O, bilmeceyi kolaylıkla çözdü.
She did the job with ease.
- İşi kolaylıkla yaptı.
You can easily identify Tom because he is very tall.
- Tom'u kolaylıkla tanıyabilirsin çünkü o çok uzun.
He could find her house easily.
- O, evini kolaylıkla bulabildi.
He won the race with ease.
- O kolaylıkla yarışı kazandı.
He did the crossword with ease.
- O çapraz bulmacayı kolaylıkla çözdü.
The convenient thing about this electronic dictionary is that it's easy to carry anywhere.
- Bu elektronik sözlüğün işe yarar şeylerinden biri herhangi bir yere kolaylıkla taşınabilmesidir.