She lives alone in a house of enormous dimensions.
- Kocaman bir evde yalnız yaşıyor.
He has enormous fingers.
- Onun kocaman parmakları vardır.
I wanted to buy the huge stuffed bear at Ken's store, but it was not for sale.
- Ken'in dükkanındaki kocaman içi doldurulmuş ayıyı almak istedim ama satılık değildi.
A huge monster is coming down the mountain.
- Kocaman bir canavar dağdan aşağıya iniyor.
The thieves stole the giant gold coin without being noticed by security guards or activating the alarm system.
- Hırsızlar güvenlik görevlileri tarafından fark edilmeden veya alarm sistemini harekete geçirmeksizin kocaman altın madeni paraları çaldılar.
This giant table occupies the entire room.
- Bu kocaman masa tüm odayı işgal ediyor.
The Web is a big junkyard.
- Web kocaman bir hurdalıktır.
Tom took a big bite out of his sandwich.
- Tom sandviçten kocaman bir lokma aldı.
She owns a gigantic house.
- O, kocaman bir eve sahip.
Do you want to see something gross?
- Kocaman bir şey görmek istiyor musun?
A huge monster is coming down the mountain.
- Kocaman bir canavar dağdan aşağıya iniyor.
Those burly books were really expensive.
- Şu kocaman kitaplar gerçekten pahalıydı.
I saw a large snake today.
- Bugün kocaman bir yılan gördüm.
The universe is a large school.
- Kainat kocaman bir okul.
A tiny spark may become a great flame.
- Cılız bir kıvılcım kocaman bir aleve dönüşebilir.