Çenesindeki komik büyüme nedir?
- What is that funny growth on Mary's chin?
Oğlan kızın çenesini okşadı ve yanağından öptü.
- The boy caressed the girl's chin and kissed her cheek.
Benim hayalim, akıcı bir şekilde Çince konuşmak.
- My dream is to speak Chinese fluently.
Çin'e gidersem, bu mümkün olduğu kadar çok Çince konuşmak amacıyla olurdu.
- If I go to China, it would be for the purpose of speaking Chinese as much as possible.
I punched him in the chin.
- Ich schlug ihm auf das Kinn.
Tom picked up a napkin and wiped Mary's chin.
- Tom nahm sich eine Serviette und wischte damit Marias Kinn ab.