Tom yorgun gibi, eve gitmek istiyor.
- Tom is kind of tired. He wants to go home.
Tom'un ne tür bir insan olacağından ve bizim gibi aynı evde oturmayı isteyip istemeyeceğinden emin değildik.
- We were unsure what kind of person Tom would be and whether he would like living in the same house as us.
Bence Tom Mary'den az çok hoşlanıyor.
- I think Tom kind of likes Mary.
Tom Mary'nin az çok sevimli olduğunu düşünüyor.
- Tom thinks Mary is kind of cute.
Tom adeta tüyler ürpertici.
- Tom is kind of creepy.
Bu gölde çeşitli balıklar var.
- This lake abounds in various kinds of fish.
Tom ve Mary'nin bir çeşit sorunları var gibi görünüyor.
- Tom and Mary seem to be in some kind of trouble.
O, hiçbir şekilde kibar değil.
- He is by no means kind.
O bugün kibarlaşıyor.
- He is being kind today.
O hangi cins bir köpek?
- What kind of dog is that?
Bu ne cins bir köpek?
- What kind of dog is this?
Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.
- Parents have a prior right to choose the kind of education that shall be given to their children.
Sizin hangi tür şarabınız var?
- What kind of wine do you have?
Bana biraz ödünç para verecek kadar nazikti.
- He was kind enough to lend me some money.
Onun nazik olduğunu söyledin ve o öyle.
- You said she was kind and so she is.
Bana iyi bir tavsiye verecek kadar nazikti.
- She was kind enough to give me good advice.
İyiliğini yaşadığım sürece unutmayacağım.
- I'll never forget your kindness as long as I live.
Tom'un yardımsever bir kalbi var.
- Tom has a kind heart.
Bildiğim kadarıyla kendisi yardımsever bir kız.
- As far as I know, she is a kind girl.
Kız kardeşim çocuklara karşı iyi kalplidir.
- My sister is kind to children.
Sen çok iyi kalplisin.
- You're so kind-hearted.
Müşfik bir kalbi var.
- She has a kind heart.
Ann'in müşfik bir kalbi var.
- Ann has a kind heart.
Yaşadığı sürece onun iyilikseverliğini unutmadı.
- She did not forget his kindness as long as she lived.
Bir taraftan o herkese naziktir fakat diğer taraftan çok fazla içtenlikle davranmaz.
- On the one hand he is kind to everyone, but on the other hand he never behaves with too much familiarity.
Tavsiyen ve nezaketin için içten minnettarım.
- I deeply appreciate your advice and kindness.
Leyla nazik, tatlı ve sevecendi.
- Layla was kind, sweet, and caring.
Daha önce bu tip bir şey gördüm.
- I've seen this kind of thing before.
Her tip kitabı okurum.
- I read all kinds of books.
Şitaki bir çeşit mantardır.
- A shiitake is a kind of mushroom.
Beni görmeye gelmeniz büyük incelik.
- It is very kind of you to come and see me.
Bana yerinizi vermeniz büyük incelik.
- It is very kind of you to give me your seat.
Kız kardeşim çocuklara karşı iyi kalplidir.
- My sister is kind to children.
Sen çok iyi kalplisin.
- You're so kind-hearted.
Özür dilerim. Aynı şekilde sana geri ödeyeceğim.
- I'm sorry, I'll pay you back in kind.
Her zaman olduğun iyi kalpli adam ol.
- Be the kindhearted man you always were.
Sen çok iyi kalplisin.
- You're so kind-hearted.
Mary hoşlandığım kadın türüdür.
- Mary is the kind of woman I like.
Bu tür şey olduğunda, Tom bundan hoşlanmıyor.
- Tom doesn't like it when this kind of stuff happens.
That's the right answer, kind of.
I thought he was kinda cute.
- I thought he was kind of cute.
I got my traps out of the canoe and made me a nice camp in the thick woods. I made a kind of a tent out of my blankets to put my things under so the rain couldn't get at them.
why haue ye slayne my houndes said syr gauayne, for they dyd but their kynde .
This is a strange kind of tobacco.
The years have been kind to Richard Gere, he ages well.
That's kinda funny.
I thought he was kind of cute.
- I thought he was kinda cute.
What kindof pizza would you like?.
... if they see a deer or some other kind of wildlife. In fact, in Central Park, the German tourists ...
... people what kind of health treatment they can receive, taking over the health care system ...