kefi̇l

listen to the pronunciation of kefi̇l
التركية - الإنجليزية

تعريف kefi̇l في التركية الإنجليزية القاموس.

kefil
guarantor
kefil
bondsman
kefil
guarantee

She guaranteed his debts. - O onun borçlarına kefil oldu.

My father stood guarantee for my debts. - Babam borçlarım için kefil oldu.

kefil
warranter
kefil
(Ticaret) bill of guarantee
kefil
(Ticaret) aval
kefil
indemnificator
kefil
(Ticaret) surety aval
kefil
(Ticaret) co-signer
kefil
(Ticaret) accessory obligator
kefil
bondslave
kefil
guaranty
kefil
surety
kefil
(kadın) bondswoman
kefil
bondman
kefil
bondwoman
kefil
guarantor, sponsor, surety
kefil
voucher
kefil
bail

Are you bailing on me? - Bana kefil oluyor musun?

kefil
sponsor
kefil olmak
vouch
kefil olmak
(Ticaret) vouch for
kefil olmak
guarantor
kefil olmak
go bail for
kefil olmak
go bail
kefil olmak
(Ticaret) guaranty
kefil olup hapisten çıkar
(Kanun) bail out
kefil olma
sponsion
kefil borçluluğu
(Ticaret) secondary liability
kefil bulmak
find bail
kefil gösterilmesi
(Kanun) furnishing of guarantee
kefil göstermek
to give security
kefil olan
sponsorial
kefil olma
(Kanun) acceptance for honour
kefil olmak
sponsor
kefil olmak
go bail for smb
kefil olmak
guarantee
kefil olmak
warrant
kefil olmak
stand security
kefil olmak
to stand surety (for sb), to go bail (for sb), to stand bail (for sb), to guarantee
kefil olmak
stand security for smb
kefil olmak
answer
kefil olmak
to act as guarantor (for), stand surety (for); to go bond (for)
kefil olmak
answer for
kefil olmak (sanığa)
go/stand bail for
kefil olmak (senet)
give security for due payment
kefil olunabilir
bailable
kefil olunan kimse
warrantee
kefil verilmesi
(Kanun) furnishing of guarantee
kefil
(Kanun) caution
kefil
security
kefil
sponsorship
kefil
bailsman
müteselsil kefil
joint surety
zincirleme kefil
(Ticaret) joint surety
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) (Kefâlet. den) Birisinin bir borcu ifâsı lâzım gelirken, ifâ etmediği takdirde, o borcu ifâyı kendi üzerine alan kimse. Kefâlet eden kimse
kefil
Borcunu ödemeyenin veya verdiği sözü yerine getirmeyenin bütün sorumluluğunu üzerine alan kimse: "Her hâllerine ben kefilim diyordu."- H. R. Gürpınar
kefil
Borçlu borcunu ödemediğinde veya bir kimse verdiği sözü yerine getirmediğinde bütün sorumluluğu üzerine alan kimse
kefil olmak
Borçlu borcunu ödemediğinde veya bir kimse verdiği sözü yerine getirmediğinde bütün sorumluluğu üzerine almak
Kefil
(Osmanlı Dönemi) KABİL
Kefil
(Osmanlı Dönemi) HAMÎL
Kefil
(Hukuk) ZAİM
Kefil
(Osmanlı Dönemi) GARÎR
Kefil
ezin
Kefil
zamin
müteselsil kefil
Borcun yerine getirilmesinde aynen borçlu gibi borcun ödenmesini üstlenen kimse
kefi̇l
المفضلات