He wants to explore the uninhabited island.
- O, ıssız ada keşfetmek istiyor.
The scientists used a bathysphere to explore the depths of the ocean.
- Bilim adamları okyanusun derinliklerini keşfetmek için bir batisfer kullandılar.
He risked his whole fortune to discover new oil fields.
- Yeni petrol sahalarını keşfetmek için tüm servetini riske attı.
Learning another language means discovering a new world.
- Başka bir dil öğrenmek, yeni bir dünya keşfetmek demektir.
We have yet to discover an effective remedy for cancer.
- Biz hâlâ kanser için etkili bir tedavi keşfetmek zorundayız.
He risked his whole fortune to discover new oil fields.
- Yeni petrol sahalarını keşfetmek için tüm servetini riske attı.
Learning another language means discovering a new world.
- Başka bir dil öğrenmek, yeni bir dünya keşfetmek demektir.
I want to explore the world and go on an adventure.
- Dünyayı keşfetmek ve bir maceraya devam etmek istiyorum.
He wants to explore the uninhabited island.
- O, ıssız ada keşfetmek istiyor.
Who discovered America?
- Amerika'yı kim keşfetti?
The motto of Twitter is The best way to discover what's new in your world.
- Twitter'ın sloganı Dünyanızda nelerin yeni olduğunu keşfetmenin en iyi yolu.'dur.
He enjoys exploring remote areas.
- Uzak bölgeleri keşfetmekten hoşlanır.
I am looking forward to exploring this country and having many adventures.
- Bu ülkeyi keşfetmeyi ve bir sürü macera yaşamayı sabırsızlıkla bekliyorum.
He hopes to explore the uninhabited island.
- Issız adayı keşfetmeyi umuyor.
The explorers discovered a skeleton in the cave.
- Araştırmacılar mağarada bir iskelet keşfettiler.
If it were not for books, each generation would have to rediscover for itself the truths of the past.
- Kitaplar olmasaydı, her nesil kendisi için geçmişin gerçeklerini yeniden keşfetmek zorunda kalacaktı.
I'm dying to rediscover fine British cuisine.
- Güzel İngiliz mutfağını yeniden keşfetmek için can atıyorum.