keşfedilmemiş

listen to the pronunciation of keşfedilmemiş
التركية - الإنجليزية
unexplored

The deep layers of the ocean is still almost unexplored. - Okyanusun derin katmanları hâlâ neredeyse keşfedilmemiş.

The sea bottom is still unexplored. - Deniz dibi hala keşfedilmemiş.

undiscovered
new
(sular) unplumbed
dormant
uncharted

We're in uncharted territory here. - Biz burada keşfedilmemiş bölgedeyiz.

unseen
unplumbed
keşfet
descry
keşfet
{f} reconnoitering
keşfet
{f} scout
keşfet
suss out
keşfet
discover

The motto of Twitter is The best way to discover what's new in your world. - Twitter'ın sloganı Dünyanızda nelerin yeni olduğunu keşfetmenin en iyi yolu.'dur.

An intellectual is a person who has discovered something more interesting than sex. - Bir aydın, seksten daha ilginç bir şey keşfetmiş bir kişidir.

keşfet
{f} scouting
keşfet
{f} exploring

He enjoys exploring remote areas. - Uzak bölgeleri keşfetmekten hoşlanır.

I am looking forward to exploring this country and having many adventures. - Bu ülkeyi keşfetmeyi ve bir sürü macera yaşamayı sabırsızlıkla bekliyorum.

keşfet
explore

I want to explore the world and go on an adventure. - Dünyayı keşfetmek ve bir maceraya devam etmek istiyorum.

I would really like to explore this cave. - Ben gerçekten bu mağarayı keşfetmek istiyorum.

keşfet
reconnoiter
iç tarafları keşfedilmemiş kıta
terra incognita
keşfet
descried
keşfet
ascertain
keşfet
reconnoitre
keşfet
sussout
keşfedilmemiş
المفضلات