التركية - الإنجليزية
تعريف kazıkla في التركية الإنجليزية القاموس.
- rook
- a type of firecracker used by farmers to scare birds of the same name
- To cheat or swindle
- An Amish card game
- A piece shaped like a castle tower, that can be moved only up, down, left or right (but not diagonally) or in castling
- A rookie
- A swindler; someone who betrays
- {v} to cheat
- The base of the beak and the region around it are covered with a rough, scabrous skin, which in old birds is whitish
- To squat; to ruck
- It is black, with purple and violet reflections
- common gregarious Old World bird about the size and color of the American crow
- Mist; fog
- To cheat; to defraud by cheating
- A rook is a large black bird. Rooks are members of the crow family
- A major chess piece The Rook's strength is equivalent to five pawns The Rook can only move in straight lines along ranks and files until stopped by another piece The Rook is the piece, other than the King, that is involved in the castling move Sometimes called a "castle", however to refer to it that way is to appear unprofessional
- A piece that moves along ranks and files only
- One of the four pieces placed on the corner squares of the board; a castle
- A trickish, rapacious fellow; a cheat; a sharper
- kazık
- stake
- kazıklamak
- rip off
- kazıklamak
- fox
- kazık
- trick
- kazık
- reed
- kazık
- costly
- kazık
- prop
- kazık
- hard
- kazık
- difficult
- kazık
- piling
- kazık
- dear
- kazıklamak
- (deyim) fob off onto
- kazıklamak
- stake off
- kazıklamak
- deceive
- kazıklamak
- fob somebody off
- kazıklamak
- (deyim) fob off
- kazıklamak
- (deyim) foist off
- kazık
- cheat
- kazık
- daylight robbery
- kazık
- pile
There's a squirrel in the wood pile.
-Ahşap kazıkta bir sincap var.
- kazık
- post
- kazık
- extortionate
- kazık
- pricey
- kazıklamak
- soak
- kazıklamak
- take sb for a ride
- kazıklamak
- cheat
- kazıklamak
- screw
- kazıklamak
- overcharge
It was never our intention to overcharge you.
-Bizin niyetimiz asla seni kazıklamak değildi.
- kazıklamak
- dupe
- kazıklamak
- bamboozle
- kazıklamak
- palm off
- kazıklamak
- foist
- kazıklamak
- fob
- kazık
- pale
- kazık
- stake, pale; pile
- kazık
- wrestling putting one's hand into one's opponent's pants
- kazık
- (kısa) peg
- kazık
- slang trick, swindle
- kazık
- slang unreasonably expensive, outrageously high
- kazık
- stake, pale, pile, picket; trick, swindle, con; rip-off; exorbitant, dear, costly, too expensive, pricey, pricy; (soru) hard, difficult
- kazık
- (büyük) pile
- kazık
- ramp
- kazık
- deceit
- kazık
- picket
There's a white picket fence around Tom's house.
-Tom'un evinin etrafında kazıktan yapılmış beyaz bir çit var.
- kazık
- spile
- kazık
- con
- kazık
- paling
- kazık
- overcharge
The salespeople often overcharge me.
-Satış temsilcileri sık sık beni kazıklıyorlar.
It was never our intention to overcharge you.
-Bizin niyetimiz asla seni kazıklamak değildi.
- kazıklamak
- sell
- kazıklamak
- put it over on
- kazıklamak
- to enclose (land) with palings
- kazıklamak
- fob smb. off
- kazıklamak
- to stake off, to stake out; to deceive, to cheat, to have (sb) on, to do, to con; to overcharge, to soak, to screw, to fleece, to rip sb off
- kazıklamak
- hist. to impale (someone)
- kazıklamak
- Jew
- kazıklamak
- chisel
- kazıklamak
- slang to swindle
- kazıklamak
- rush
- kazıklamak
- clip
- kazıklamak
- stuff smb
- kazıklamak
- sting
- kazıklamak
- put it on
- kazıklamak
- bunco
- kazıklamak
- have smb. on
- kazıklamak
- fleece
- kazıklamak
- skin
- kazıklamak
- gouge
- kazıklamak
- rook
- kazıklamak
- nick
- kazıklamak
- slang (for a taxi driver) to kill time waiting for a fare
- kazıklamak
- do smb. brown
- kazıklamak
- palm
- kazıklamak
- take for a ride
- kazıklamak
- con
- kazıklamak
- transfix
- kazıklamak
- sosk
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف kazıkla في التركية التركية القاموس.
- kazıklamak
- Bir malı, bir kimseye değerinden çok pahalıya satmak, alışverişte aldatmak
- Kazık
- zikke
- Kazık
- (Osmanlı Dönemi) SEFN
- kazık
- Genellikle yağlı güreşte, güreşçinin, elini hasmının kispeti içine sokarak yaptığı oyun
- kazık
- Toprağa çakılmak için hazırlanmış, ucu sivri çubuk
- kazık
- Kazığa oturtarak uygulanan öldürme cezası
- kazık
- Yapıların temelinde kullanılan, toprağa çakılan veya toprak içine giren tahta, maden veya betonarmeden silindir, prizma vb. biçimindeki uzun parça
- kazık
- İnsanı üzerine oturtarak öldürdükleri, yere dik çakılmış sivri uçlu odun veya şiş
- kazık
- Alışverişte aldatılma
- kazık
- Direk, sopa
- kazıklamak
- Kazık cezasına çarptırmak
- kazıklamak
- Bir tarla veya arsanın sınırını belirtmek için kazık çakmak