Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

kaymış

listen to the pronunciation of kaymış
التركية - الإنجليزية
offset
slipped

Thomas almost slipped. - Thomas neredeyse kaymıştı.

kaymış disk
slipped disc
kaymış disk
slipped disk
kay
{f} skiing

I may go skiing at Zao next month. - Gelecek ay Zao'da kaymaya gidebilirim.

He broke his leg skiing. - Kayak yaparken bacağını kırdı.

kay
{f} skid

The patrol car skidded to a stop. - Devriye arabası kayarak durdu.

The speeding vehicle skidded and crashed head-on into the rear-end of a truck before the driver could say Jack Robinson. - Hız aracı Jack Robinson diyemeden önce kaydı ve bir kamyonun arkasına direkt çarptı.

kay
rise

Does depreciation of the yen give rise to inflation? - Yenin değer kaybetmesi enflasyona neden olur mu?

This river rises in the mountains in Nagano. - Bu nehir Nagano dağlarından kaynaklanır.

kay
{f} ski

I prefer swimming to skiing. - Yüzmeyi kaymaya tercih ederim.

I may go skiing at Zao next month. - Gelecek ay Zao'da kaymaya gidebilirim.

kay
slid

Tom moved the flower pot to the left and the secret door slid open. - Tom saksıyı sola doğru hareket ettirdi ve gizli kapıyı kaydırarak açtı.

The children were sliding on the ice. - Çocuklar buz üzerinde kayıyorlardı.

yerinden kaymış disk
(Tıp) slipped disk
kay
{f} glide

The skaters glided rapidly around the rink. - Patenciler pistin çevresinde hızla kaydı.

Tom glided across the ice effortlessly. - Tom buzun üzerinde çaba harcamadan kaydı.

kay
{f} slip

Tom slipped on ice and broke his hip last winter. - Geçen kış Tom buzda kaydı ve kalçasını kırdı.

This kind of shoe is apt to slip on wet ground. - Bu tür ayakkabı ıslak zeminde kayma eğilimindedir.

kay
{f} slipping

Wear boots to avoid slipping. - Kaymayı önlemek için çizmeler kullanın.

The wolf peered around the corner before slipping silently into the woods. - Kurt sessizce ormana kaymadan önce dikkatle köşeye baktı.

kay
{f} skating

Skating on the pond is dangerous. - Göletin üstünde kayak yapmak tehlikelidir.

I would not go skating today. - Bugün kayak yapmaya gitmedim.

kay
{f} sliding

When I was a child, I used to like sliding down the staircase banister. - Çocukken merdivenden kaymak hoşuma giderdi.

The children were sliding on the ice. - Çocuklar buz üzerinde kayıyorlardı.

kay
{f} skate

She can both ski and skate. - O hem kayak hem paten yapabilir.

Tom decided to give up skateboarding after his accident. - Tom kazadan sonra kaykay yapmaktan vazgeçmeye karar verdi.

kay
slither

The slippery snake slithered right out of his hand. - Kaygan yılan onun tam elinin dışına kaydı.

Tom saw a snake slither across the path. - Tom bir yılanın patikadan kayışını gördü.

kay
flow away
kay
{f} shift

Politics in this country is shifting towards the left. - Bu ülkedeki siyaset sola doğru kaymaktadır.

By studying the Doppler shift of different galaxies, scientists have concluded that all of the galaxies are moving away from each other. - Bilim adamları farklı galaksilerin Doppler kaymalarını inceleyerek galaksilerin tümünün birbirlerinden uzaklaştıkları sonucuna vardılar.

kay
{f} gliding
kay
{f} slide

In our park, we have a nice slide for children to play on. - Bizim parkta çocukların oynaması için güzel bir kaydırağımız var.

Sledding is very easy. All you have to do is sit down tight and let it slide. - Kızakla taşımak çok kolaydır. Yapman gereken tek şey sıkı oturmak ve onu kaydırmaktır.

kay
cay
kay
glissade
kay
prolapse
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف kaymış في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

Kay
A short form of Katherine and other female names beginning with a "K"; popular as a middle name
Kay
A male given name derived from the surnames, or from a rare medieval given name ( as the Sir Kay of Arthurian legend ), Welsh Cai, Latinized as Caius, related to the modern male name Kai
kay
Abbreviation of okay
kay
The name of the Latin script letter K/k
Kay
In Arthurian legend, the foster brother and steward of King Arthur. The letter k. Boyle Kay Kay Alan Kay John Kay Ulysses Simpson
Kay
short form of Katherine and other names beginning with a "K";popular as a middle name
Kay
derived from the surnames, or from a rare medieval given name ( as the Sir Kay of Arthurian legend ), Welsh Cai, Latinized as Caius, related to the modern male name Kai
Kay
A surname derived from several Old and Middle English words; also adopted by immigrants whose surnames began with a K
Kay
{i} female first name; family name
kay
The letter k
التركية - التركية

تعريف kaymış في التركية التركية القاموس.

KAY
(Osmanlı Dönemi) Kusma, istifrağ. Hastalıktan dolayı ağızdan çıkan hazmolmamış gıdâ maddesi.Âlim-i mürşid koyun olmalı; kuş olmamalı. Koyun, kuzusuna süt; kuş, yavrusuna kay verir. M
kay
Yağmur, yaz yağmuru
kay
Yağmurlu hava
kay
(Osmanlı Dönemi) hazmolmamış gıda. Hazmedilmemiş yiyecek
kay
Kusma
kay
Yaz yağmuru