I hope someone is recording this.
- Umarım biri bunu kaydediyor.
Sami was recording Layla.
- Sami, Leyla'yı kaydediyordu.
Record the broadcast on tape.
- Yayını kasete kaydet.
You must record his speech.
- Onun konuşmasını kaydetmelisin.
The camera recorded nothing.
- Kamera hiçbir şey kaydetmedi.
I recorded a rugby game on videotape.
- Bir rugby maçını video kasete kaydettim.
Aren't you recording us right now?
- Bizi şimdi kaydetmiyor musun?
Aren't you recording this?
- Bunu kaydetmiyor musun?
Fadil's parents enrolled him in a prestigious school in Cairo.
- Fadıl'ın ailesi onu Kahire'deki prestijli bir okula kaydetti.
They enrolled him as a jury member.
- Onu bir jüri üyesi olarak kaydettiler.
In which folder did you save the file?
- Dosyayı hangi klasöre kaydettin?
Tom deleted Mary's save files.
- Tom Mary'nin kaydetme dosyalarını sildi.
The thermometer registered minus ten last night.
- Dün gece termometre eksi on derece kaydetti.
Have you registered that here?
- Onu buraya kaydettiniz mi?
When did they register the names of the members?
- Üyelerin adlarını ne zaman kaydettiler?
Where should we register?
- Nerede kaydetmeliyiz?