kaydedilme

listen to the pronunciation of kaydedilme
التركية - الإنجليزية
(Ticaret) enrollment
enlistment
enlist
kaydedilmek
(deyim) be down
kaydet
{f} tape recorded
kaydet
make a record of
kaydet
{f} record

Record the serial number in the space provided below. - Aşağıda verilen boşluğa seri numarasını kaydet.

Record the broadcast on tape. - Yayını kasete kaydet.

kaydet
{f} recorded

I recorded our conversation. - Konuşmamızı kaydettim.

The camera recorded nothing. - Kamera hiçbir şey kaydetmedi.

kaydet
{f} recording

Aren't you recording us right now? - Bizi şimdi kaydetmiyor musun?

Aren't you recording this? - Bunu kaydetmiyor musun?

kaydet
enroll

You should have enrolled your children months ago. - Çocuklarını aylar önce kaydetmeliydin.

Fadil's parents enrolled him in a prestigious school in Cairo. - Fadıl'ın ailesi onu Kahire'deki prestijli bir okula kaydetti.

kaydet
save

I forgot to save the file before switching off. - Kapatmadan önce dosyayı kaydetmeyi unuttum.

Tom deleted Mary's save files. - Tom Mary'nin kaydetme dosyalarını sildi.

kaydet
{f} enrolling
kaydet
tape record
kaydet
{f} registered

The thermometer registered minus ten last night. - Dün gece termometre eksi on derece kaydetti.

Have you registered that here? - Onu buraya kaydettiniz mi?

kaydet
prerecord
kaydet
{f} register

Is it too late for us to register? - Kaydetmemiz için çok geç mi?

Have you come to register a crime? - Bir suçu kaydetmek için mi geldin?

التركية - التركية
Kaydedilmek işi
kaydedilmek
Kaydetme işi yapılmak, yazılmak
الإنجليزية - التركية

تعريف kaydedilme في الإنجليزية التركية القاموس.

kaydet
save
kaydet
record
kaydedilme
المفضلات