kayboldu

listen to the pronunciation of kayboldu
التركية - الإنجليزية
was lost
was misplaced; was confused, was perplexed
kaybol
disappear

To my amazement, it disappeared in an instant. - Benim için sürpriz oldu, o bir anda gözden kayboldu.

Without oxygen, all animals would have disappeared long ago. - Oksijensiz bütün hayvanlar uzun zaman önce gözden kaybolurdu.

kaybol
got lost
kaybol
melt away
kaybol
(Argo) bite me
kaybol
become lost
kaybol
get lost!

Wherever I may go, I will get lost. - Nereye gidersem gideyim, ben kaybolurum.

You can't get lost in big cities; there are maps everywhere! - Büyük kentlerde kaybolmazsın, her yerde haritalar var!

kaybol
get lost

Wherever I may go, I will get lost. - Nereye gidersem gideyim, ben kaybolurum.

Why did you get lost in the woods? - Ormanda niçin kayboldun?

ortadan kayboldu
the bird is flown
temas kayboldu
(Askeri) contact lost
kayboldu
المفضلات