Tom never loses his cool.
- Tom soğukkanlılığını asla kaybetmez.
I was beginning to lose my cool.
- Soğuk kanlılığımı kaybetmeye başlıyordum.
Losing his balance from a sudden gust of wind, the tightrope walker fell to his death.
- Ani bir fırtınadan dengesini kaybettiği için, ip cambazı ölümüne düştü.
I can't talk with my father without losing my temper.
- Kendimi kaybetmeden babamla konuşamam.
I have lost my watch.
- Kol saatimi kaybettim.
They lost no time in leaving their home.
- Evlerinden ayrılırlarken zaman kaybetmediler.
I've mislaid my watch.
- Kol saatimi kaybettim.