Being on the losing team is disappointing.
Don't lose confidence, Mike.
- Güvenini kaybetme, Mike.
I was beginning to lose my cool.
- Soğuk kanlılığımı kaybetmeye başlıyordum.
I can't stand losing her.
- Ben onu kaybetmeye dayanamam.
I can't talk with my father without losing my temper.
- Kendimi kaybetmeden babamla konuşamam.
They lost no time in leaving their home.
- Evlerinden ayrılırlarken zaman kaybetmediler.
I have lost my watch.
- Kol saatimi kaybettim.
I've mislaid my watch.
- Kol saatimi kaybettim.