I wish I'd brought my skis.
- Keşke kayaklarımı getirseydim.
I need to buy new skis.
- Yeni kayaklar almam gerekiyor.
He broke his leg skiing.
- Kayak yaparken bacağını kırdı.
I broke my leg skiing.
- Kayak yaparken bacağımı kırdım.
I have to buy a new pair of skis.
- Bir çift yeni kayak almak zorundayım.
He skis in Hokkaido every winter.
- Her Kış Hokkaido'da kayak yapar.
He broke his leg skiing.
- Kayak yaparken bacağını kırdı.
I broke my leg in two places during a skiing mishap.
- Ben, bir kayak kazası sırasında iki yerden bacağımı kırdım.
On a dare, he kayaked the Harlem River in New York from Hell's Gate to Spyten Duyvil.
Önümüzdeki hafta sonu kano yapmaya gidebiliriz.
- We could go kayaking next weekend.