kavran

listen to the pronunciation of kavran
التركية - الإنجليزية

تعريف kavran في التركية الإنجليزية القاموس.

kavra
(Bilgisayar) grip

Tom loosened his grip. - Tom kavramasını gevşetti.

Tom relaxed his grip. - Tom kavrayışını gevşetti.

kavra
{f} clutch

He clutched her arm firmly. - O kolunu sıkıca kavradı.

kavra
ideate
kavra
{f} grasping
kavra
{f} grasp

He grasped the rope with two hands. - İpi iki eliyle kavradı.

This work is beyond my grasp. - Bu iş benim kavramamın ötesindedir.

التركية - التركية
Arı evi
Ahşap fıçı
Arı kovanı
KAVRA
(Osmanlı Dönemi) Geniş yer
kavran
المفضلات