kasma

listen to the pronunciation of kasma
التركية - الإنجليزية
of muscle
kas
{i} muscle

Their muscles are stiff. - Onların kasları sert.

Tom's muscles were tired and he wanted to get home and soak in a hot bath for a while. - Tom'un kasları çok yorgundu ve eve gitmek ve banyoda bir süre dinlenmek istedi.

kas
muscular

He's tall and muscular. - O, uzun boylu ve kaslıdır.

Arnold was striving to be the most muscular man in the world. - Arnold dünyadaki en kaslı adam olmak için çabalıyordu.

kasmak
stretch tight
kasmak
tighten
kasmak
{f} strain
kasmak
contract
kasmak
stretch
kas
tensor
kasmak
stiffen
kasmak
flex
kas
supercilium
kas
eye brow
kas
muscle; muscular
kas
myo
kas
brawn
kas
thew
kasmak
tauten
kasmak
to tyrannize, oppress, terrorize
kasmak
to destroy, ruin
kasmak
(giysi) to take in; to stretch tight
kasmak
clamp
kasmak
to oppress. kasıp kavurmak
kasmak
to reduce (an amount)
kasmak
to shorten (a tether, a tie)
kasmak
to take in (a garment)
kasmak
rotor
kasmak
to pull on (the bit of a horse), rein up
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Ufak boynuzlu dişi koyun
Kasmak işi
Kas
adale
kas
Tellerden oluşan ve kasılarak vücut hareketlerini sağlayan organ ve bu organın telsi dokusu, adale
kasmak
Kısaltmak
kasmak
çok kirli
kasmak
Daraltmak
kasmak
Baskısı altında tutmak
kasma
المفضلات