Life in a small town is boring.
- Küçük kasabada hayat sıkıcıdır.
Our soccer team beat all the other teams in the town.
- Futbol takımımız kasabadaki diğer takımların tümünü yendi.
The fugitive surfaced in a small town fifty miles from here but then disappeared again.
- Firari buradan elli kilometre uzaktaki küçük bir kasabada ortaya çıkmış, ama sonra gözden kaybolmuş.
He made a lot of money in New York and went back to the small town where he was born.
- New York'ta bir sürü para yaptı ve doğduğu küçük kasabaya geri döndü.
The new bridge made it easy for the villagers to go to town.
- Yeni köprü köylülerin kasabaya gitmesini kolaylaştırdı.
What's the difference between a village and a town?
- Bir köy ve bir kasaba arasındaki fark nedir?