kardeşlenme

listen to the pronunciation of kardeşlenme
التركية - الإنجليزية
tillering
present participle of tiller
kardeş
sibling

I came across your sibling on the street. - Caddede kardeşine rastladım.

My sibling is at their desk. - Kardeşim masasındadır.

kardeş
{i} brother

He is Taro's brother. - O Taro'nun erkek kardeşi.

My little brother is watching television. - Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.

kardeş
sister

He deprived my little sister of all her toys. - O benim kız kardeşimi oyuncaklarından etti.

These are my sister's magazines. - Bunlar benim kız kardeşimin dergileri.

kardeş
buddy

You made a big mistake, buddy. - Büyük bir hata yaptın, kardeş.

kardeş
fraternal
kardeş
bub
kardeşlenmek
to siblings
kardeş
brother; sister; sibling
kardeş
fellow
kardeş
brother, sister, sibling; fraternal
kardeş
an informal form of address: Kardeş, bunu şoföre uzatır mısın? Would you mind handing this to the driver?
kardeş
fra
kardeş
brethren
التركية - التركية
Kardeşlenmek işi
Kardeş
ahi
Kardeş
karındaş
Kardeş
ahü
Kardeş
balım
Kardeş
kada
Kardeş
karda
kardeş
Aralarında çok değer verilen ortak bir bağ bulunanlardan her biri
kardeş
Seslenme sözü olarak kullanılır: "Güle güle Fahri Bey kardeşim!"- S. F. Abasıyanık
kardeş
Seslenme sözü olarak kullanılır
kardeş
Aynı ana babadan doğmuş veya ana babalarından biri aynı olan çocukların birbirine göre adı
kardeş
Yaşça küçük olan
kardeş
(Osmanlı Dönemi) birâder
kardeşlenmek
Bir kökten birkaç sap birden üremek
kardeşlenme
المفضلات