We compared his work with hers.
- Biz onun işini onunkilerle karşılaştırdık.
Compare your translation with the one on the blackboard.
- Çevirini tahtada olanla karşılaştır.
You're comparing apples with oranges.
- Sen elmaları portakallarla karşılaştırıyorsun.
I'm not comparing Tom to Mary.
- Tom'u Mary ile karşılaştırmıyorum.
Your achievements cannot be compared with mine.
- Başarıların benimki ile karşılaştırılamaz.
Spring has come later this year compared with last year.
- Geçen yılla karşılaştırıldığında bahar bu yıl geç geldi.