karşılaşıyor

listen to the pronunciation of karşılaşıyor
التركية - الإنجليزية
(Bilgisayar) converging
{a} tending to one point, bending
approaching each other at a point; convergent
the act of converging (coming closer)
present participle of converge
Tending to one point; approaching each other; convergent; as, converging lines
karşılaş
{f} encountered

We haven't encountered any new problems. - Yeni bir sorunla karşılaşmadık.

He encountered unexpected obstacles. - O beklenmedik engellerle karşılaştı.

karşılaş
{f} encountering
karşılaş
{f} encounter

My impression of this government is that they need a more forceful economic policy, otherwise they'll encounter large problems in the future. - Benim bu hükümet hakkındaki izlenimim onların daha güçlü bir ekonomik politikaya ihtiyaçları olduğu, aksi takdirde gelecekte büyük sorunlarla karşılaşacaklarıdır.

That was our first encounter. - Bu bizim ilk karşılaşmamızdı.

karşılaş
meet with

Your proposal will meet with significant resistance. - Öneriniz önemli dirençle karşılaşacaktır.

Didn't your mother teach you anything? When you meet with scary people always protect your wallet and your arsehole! - Annen sana bir şey öğretmedi mi? Korkunç biriyle karşılaştığında cüzdanını koru ve kıçını!

karşılaş
come up

You're going to come up against fierce competition. - Sıkı bir rekabetle karşılaşacaksın.