Close the door, please.
- Kapıyı kapatın, lütfen.
Don't open this door, please.
- Bu kapıyı açma, lütfen.
Mary has been dating a part-time janitor.
- Mary yarı-zamanlı bir kapıcı ile çıkıyor.
Tom says he doesn't want to be a janitor anymore.
- Tom artık bir kapıcı olmak istemediğini söylüyor.
This pass is a gateway to India.
- Bu geçiş Hindistan için bir kapıdır.
Education is a gateway to success.
- Eğitim başarı için bir kapıdır.
He commanded me to shut the gate.
- O, bana kapıyı kapatmamı emretti.
Two soldiers kept guard at the gate.
- İki asker kapıda nöbet tuttu.
Tom tried to prevent Mary from opening the door.
- Tom Mary'nin kapıyı açmasını engellemeye çalıştı.
Would you mind my opening the door?
- Kapıyı açabilir miyim?
Tom Skeleton, the ancient stage doorkeeper, sat in his battered armchair, listening as the actors came up the stone stairs from their dressing rooms.
- Tarihi sahne kapıcısı, Tom Skeleton, eskimiş koltuğunda oturdu, aktörlerin soyunma odalarından taş merdivenlerden yukarı gelirken dinledi.
Tom gathered his belongings and headed for the door.
- Tom eşyalarını topladı ve kapıya yöneldi.
Tom quickly headed for the door.
- Tom hızla kapıya yöneldi.
Tom pointed to the back door.
- Tom arka kapıyı işaret etti.
Tom snapped his fingers and pointed to the door.
- Tom parmaklarını şakırdattı ve kapıyı gösterdi.
Because the entrance was locked, we couldn't enter the house.
- Giriş kapısı kilitli olduğu için biz eve giremedik.
I showed my ticket to the doorman and went into the theatre.
- Ben biletimi kapıcıya gösterdim ve tiyatro gittim.
Aren't you the doorman?
- Sen kapıcı değil misin?
I had the porter carry my luggage to my room.
- Kapıcıya bagajımı odama kadar taşıttım.
The boy hid behind the door.
- Çocuk, kapının arkasına saklandı.
He thrust the door open and marched in.
- Kapıyı iterek açtı ve içeri yürüdü.
Two soldiers kept guard at the gate.
- İki asker kapıda nöbet tuttu.
The gate is closed all the year round.
- Kapı tüm yıl boyunca kapalı.
I had the porter carry my luggage to my room.
- Kapıcıya bagajımı odama kadar taşıttım.
The researchers use the portal to enter into a different part of the universe.
- Araştırmacılar evrenin farklı bir bölümüne girmek için kapı kullanırlar.
The researchers use the portal to enter into a different part of the universe.
- Araştırmacılar evrenin farklı bir bölümüne girmek için kapı kullanırlar.
Tom Jackson is the superintendent.
- Tom Jackson kapıcıdır.
The school custodian cleans the gym in the evening.
- Okul kapıcısı akşamleyin spor salonunu temizler.
Tom was a school custodian.
- Tom bir okul kapıcısıydı.
Tom Jackson is the superintendent.
- Tom Jackson kapıcıdır.