Tom lives alone in a small cabin near a waterfall.
- Tom bir şelaleye yakın bir kamarada yaşıyor.
The passengers were asleep in their cabins when the ship hit a huge iceberg.
- Gemi büyük bir buzdağına çarptığında yolcular kamaralarında uyuyorlardı.
The British Parliament is divided into the House of Commons and the House of Lords.
- İngiliz Parlamentosu, Avam Kamarası ve Lordlar Kamarasına bölünmüştür.